Published on 25 Ağustos 2017
EY ÂŞIKI DİLDÂDE
Ey âşıkı dildâde
Gel nuş edelim bade
Bir bade gerek amma
Ki içilemeyeyade
Can Allah canan Allah
Canlar sana kurban Allah
Hay kalbim zikrullah
La ilahe illallah
Muhammedün Resulullah
Sakisi ola Mevla
Akdahi ola esma
Bir kez nuş eden kata
Gam görmeye dünyada
Bir kez içen âşıktır
Aşkında ol sadıktır
Aşk ona hem layıktır
Mecnun ile Ferhad’a
İşit bu Sezayi’den
Ne gördü fenaiden
Dost yüzünü gösterdi
Miracı mücellada
Usûl: 4/4
Beste : Şeyh Sadık Efendi
Güfte : Sezayi
Eser bilgileri İnternet kaynaklıdır. Eser Hakları İçin MESAM kaynakları geçerlidir. Eserle ilgili düzenleme önerileriniz varsa lütfen yorumlarda belirtiniz.
Anlamını da yazabilirmiyiz..ne yazık ki tam vakıf değiliz henüz
Allah (cc) hak aşkını içecek (şarap) olarak sunarsa ki bu zikrullahta canla başla çalışarak fenasından vazgeçmekle olur. Her şey, kendi yüzünde hakkın cemalini gösterir ve onu görende fenasından eser kalmaz dünyanın… (Nâçizane)
Şiir beyit (ikilik) esasına göre, artı iki beyiti ve terkiplerinin doğru yazımı ile şu şekildedir:
Ey âşık-ı dildâde gel nûş idelim bâde
Bir bâde gerek ammâ kim içile me’vâde
_____ şarap (hak aşkı) _____________ emniyette olunacak yerde (cennette) içilmesi temenni edilen şarap (şarâben tahura: tertemiz içecek > İnsan suresi, 21. ayet
Sâkîsi ola Mevlâ akdâhı anın esmâ
___________
Bir kez nûş iden kat’â gam görmeye dünyâde
_____ kesinlikle _
Bir kez içen âşıkdır yolunda hem sâdıkdır
Aşk öğrete lâyıkdır Mecnûn ile Ferhâd’e
______
Ol câma olan tâlib cân ile ola râgıb
Nefsine ola gâlib dil bağlaya üstâde
Nûş eyleyen ol câmdan subhu ne bilir şâmdan (Bir kez hak aşkını tadan; geceyi gündüzden ayıramaz, çıldırmaya talim eder.)
Ta’lîm-i cünûn eyler Mecnûn ile Ferhâd’e
İşit bu Sezâî’den ne gördü Fenâî’den
_____
Dost vechini gösterdi mir’ât-ı mücellâde
_______________ayna
Nakarat:
Can Allah Canan Allah / Canlar sana kurban Allah
Hay kalbi zikrullah La ilahe illallah Muhammed-ur-Resulullah
Ey âşık-ı dildâde gel nûş idelim bâde
Bir bâde gerek ammâ kim içile me’vâde
Sâkîsi ola Mevlâ akdâhı anın esmâ
Bir kez nûş iden kat’â gam görmeye dünyâde
Bir kez içen âşıkdır yolunda hem sâdıkdır
Aşk öğrete lâyıkdır Mecnûn ile Ferhâd’e
Ol câma olan tâlib cân ile ola râgıb
Nefsine ola gâlib dil bağlaya üstâde
Nûş eyleyen ol câmdan subhu ne bilir şâmdan
Ta’lîm-i cünûn eyler Mecnûn ile Ferhâd’e
İşit bu Sezâî’den ne gördü Fenâî’den
Dost vechini gösterdi mir’ât-ı mücellâde
Nakarat:
Can Allah Canan Allah Canlar sana kurban Allah
Hay kalbi zikrullah La ilahe illallah Muhammed-ur-Resulullah
Defter-i Uşşak – https://defter-i-ussak.blogspot.com/2016/04/ey-asiki-dildade.html
İlahinin Nesre Çevrilmesi, Açıklanması:
1. Ey Hak âşığı (Hakk’a gönül veren kişi); gel hak aşkı olan bâdeden / şaraptan içelim. Bu (içilmesi) öyle gerekli bir bâde ki emniyet yurdu olan cennette de içilsin (içilebilsin).
2. Bu bâdeyi sunan Mevlâ olursa onun kadehleri esmâ (Allah’ın isimleri) olur. (Mevlâ, kuluna yakın olursa ona kendi isimlerini andırır.) Hak aşkını bir kez içen kesinlikle dünyada gam, sıkıntı görmez.
3. Bu hak şarabını bir kez içen âşıktır, Hakk’ın yolunda bağlılık gösterir. Öyle (bir bağlılık) ki (hak âşığı) Mecnûn ile Ferhat’a aşkı öğretecek mertebeye gelmiştir.
4. O kadehe (Hak aşkını içmeye, Hakk’a) tâlip olan, can (ego, arzu, kibir) ile öfkeli olsun. Üstâdına (Mürşid-i Kâmil’ine, insan-ı kâmile) gönül bağlasın, nefsinin kötülüklerine galip gelsin.
5. O kadehten hak aşkını içene gündüz ile gece bir olur (divâneleşir.) Mecnûn ile Ferhat’a divanelikten çıldırma talimi verir.
6. Bu Sezâ’i’den (Lâlî Muhammed) Fenâî k.s. hazretlerinin (dolayısıyla mürşid-i kâmillerin) kalbinden ne gördüğünü işit: (Mürşidim) dost vechini zikrullahla Hakk’ın tecellisine imkân verecek derecede cilâlanmış kalp (ki eskiler aynaya “mirât-i mücellâ” demişlerdir.) vasıtasıyla (ayna gibi gönlünden) gösterdi.
Nakarat:
Can da, cânân (sevgili) da, canların kurban olduğu da Allah’tır.
Kalbi canlı, diri tutan zikir; La ilahe illallah Muhammed-ur-Resûlullah zikridir.
“Allah’ın velî kulları öyle kimselerdir ki görüldüklerinde Allah Azze ve Celle hazretleri hatıra gelir.” (Hz. Resûlullah SAV)
Salât ve selâm Hz. Peygamber’imizin ve ashabının üzerine olsun.